Dünya dışındaki yaşam araştırmaları ile ilgilenmekte olan bilim insanlarının yaptığı çalışmaları, halen hiçbir dünya dışındaki canlı keşfedilemediği için belirsizlikler ve de spekülasyonlara maruz kalmakta. Evrenin çok geniş olması ve potansiyel bir şekilde yaşanabilir gezegenlerin hakkında bilmiş olduklarımız göz önüne alındığı zaman, dünyanın evren içerisinde yaşam barındırma kapasitesine sahip bulunan tek gezegen olma ihtimali fazlasıyla zayıf görünmekte. Dünyada yer alan yaşamın benzersiz olma ihtimali ise fazlasıyla düşük. Aynı zaman içerisinde, uzaylıların yaşamı konusunda tahminler gerçekleştirmek ise bir hayli zor durumda.
Oxford’da yer alan Zooloji Bölümü içerisinden bir bilim adamı Sam Levin ise, Astrobiyoloji alanı içerisinde yapılan geçmiş dönemdeki yaklaşımlar çok büyük bir oranda mekanistik bir sürecin olduğunu açıkladı. Evrim teorisine benzeyen şekilde gerçekleştirilen teorik tahminlerde de silikon esasına sahip, DNA içermemekte olan ve de nitrojen soluyan yabancıların yer aldıklarını ön gördü. Yani dünya dışındaki evrim teorisine bakılır ise dünya dışında yaşamda var olabilir.
Dünya üstündeki yaşamın kökeni halen tartışma konusu olmak ile beraber ilk canlıların çok basit, tek hücreye sahip organizmalar olduğunu bilmekteyiz. Sayısızca nesiller süresince bu tek hücreli organizmaların bir takımları birleşti, iş birliği yapabilmeyi öğrendi ve de çok hücreli organizmalar oluşturmayı başardı. Prokaryotlardan tutunda ökaryotlara veyahut aseksüel klonlardan tutunda cinsel popülasyonlara olan geçişler, ilk sıralardaki örneklerden bir kaçıdır. Hem evrimin teorisi hem ise ampirik veriler ise aşırı koşulların ani bir iklim değişikliğinin çok önemli bir geçiş sürecine girmiş olmasının gerektiğini ileri sürmekte.
Fakat Oxford ekibi ise, uzaylıların aynı bizim gibi bir evrim geçirmiş olma ihtimallerinin bulunduğunu belirtti.